Dürüstlük
Dürüstlük ne kadar da güzel bir fazilettir. Bence insana değer katan en güzel vasıflardandır dürüstlük. Etrafımızda kendine bile dürüst olamayan onca kişi varken. Bence yalanı, yalancılığı huy haline getirmiş kişiler aslında gerçeklerden korkan aciz kişilerdir. Bir de pembe yalanlar, yani zararsız olan yalanlar vardır. Mesela bir aile, eğer o gerçekten zarar görecekse pembe bazen beyaz yalanlar söylenmeli. Bu zaruret taşır. Ama bilir misiniz dürüst insanlar nedense hep yalnız insanlardır. Çünkü gerçeği bütün çıplaklığıyla söylerler, yani dürüsttürler. Mesela bir arkadaşı sorar, saçım güzel olmuş mu diye. Dürüst olan der ki, hayır olmamış, yakışmamış. Halbuki çok yakışmış demeliydi. O zaman arkadaşının gözüne girecekti dürüst olan kişi. Ama o zaman Dürüst olamazdı ki. Dürüst kişiye göre o saç arkadaşına yakışmamıştı ki. Niye sevdiği arkadaşı o saçla gülünç duruma düşsün ? Misal işte. Çok dürüstlük bu yalan dünyaya yalanlarla örülü hayata yakışmıyor sanki. Bu hayattaki bazı insanlar o kadar entrika çevirmeye yalan dolana alışmışlar ki, sen dürüst de olsan sana şüpheyle yaklaşabilirler. Yani dürüstler hep azınlıkta. Ama her zaman dürüst olmak herşeye rağmen dürüst kalabilmek çok güzel. Yalan dolan bir hayat nereye kadar sürebilir. Gerçek gerçektir her daim. Acı da olsa acıtsa da...
Onun içinde herkes dürüst olmalı, ödün vermemeli dürüstlüğünden. İçimizdeki bir yerdeki çocuğu hep korumalıyız. O çocuk gibi hayata dürüstçe o çerçeveden bakmalıyız.
Hayatım boyunca, bir tek şeyin peşinden koştum; Dürüstlük. Hayatıma giren, her kim olursa olsun, tek bir şeyi bekledim; Dürüstlük. Çok doğru bir insanım, demiyorum. Pek çok yanlış yaptım. Yapmamam gerekenler, yapmam gerekenlerden fazladır. Yolumdan, insanlığımdan sapmışlığım da olmuştur. Mükemmel olduğumu hiç düşünmedim, savunmadım. Ama her ne olursam ve her ne yapmış olursam olayım, dürüstlüğümden asla taviz vermedim. Çok insanla karşılaştım. Çok insan tanıdım. En önemli yanlışımı, herkesi Ben gibi sanmakta yaptım, dürüst zannettim. Bana, ” İnsanın sözü, senedidir. dedi. Söylenen her söze, inandım. Bana, Neysen, o ol dendi. Gördüğüm her yüzü gerçek bildim. Bana, İnsana değer ver dendi. Karşılaştığım hiç kimseyi hor görmedim, insan diye. Bana,Sev” dendi. Allah’nın yarattığı her varlığı sevdim. Şimdi, öyle bir yerdeyim ki, tüm öğrendiklerime ya Yalanmış diyeceğim, ya da görmezden gelip, yoluma devam edeceğim.Yalanmış” dersem, o yalanlarla geçen günlerin hesabını, nasıl vereceğim ? Görmezden gelirsem, kalan ömrümü, her ne kadarsa, yalanla yaşayacağım. O zaman, dürüstlüğüm ne olacak ? Bir dönüm noktasındayım. Olmak istemediğim, bir noktadayım. Bir adım atarsam, bana öğretilenleri, inkar edeceğim. Olduğum yerde kalırsam, kendime yenileceğim. Öyle bir noktadayım ki; Yalan hiç olmadığı kadar yalan ve gerçek hiç olamayacağı kadar yalan. Hiçbirimiz masum değiliz ve her birimiz hiç olamayacağımız kadar farkındayız, hiçbir yalan, hiçbir gerçek saklanamıyor sonsuza dek.

dürüstlük dürüst olmak yalan gerçek dürüst insanlar dürüst olan herbirimiz yalanlar insan