Ciddi Arkadaşlık Nedir
Ne
demektir “arkadaş, ciddi arkadaşlık”; yüzyıllardan beri
söylenegelen bir terim...
Kelimenin taşıdığı anlamla birlikte
çıkış noktası, tarihteki egemen güç olan Türk’lerdir... Tarihte
neler olmuş ki böyle bir kelime doğmuş, sonra türemiş ve
yaygınlaşmış; onu araştırdım, bulguları da paylaşmak
istedim...
Türklerde bir gelenek vardır;
savaşta arka planı sağlama almak... Cengâver bir toplum olan
Türkler her dönemde egemen güç olmayı başarmışlardır. Örneğin;
Türkler biriyle savaşırken ya da dövüşürken arkalarından darbe
yememek için “arka-daş” seçerler, yani savaş anında arka planın çok
sağlam olmasına dikkat ederler.
Bunun için arkalarını sağlama
dayamak bir savaş geleneğidir.
Kişisel dövüş anında da geride
dayanak olarak bir “taş” seçerler.
Yani artlarını dayayacakları “taş”
geleneği...
Böylece arkalarını bir kayaya, dağa,
taşa dayayarak savaşırlardı.
Arkadaş kelimesinin “Arka Taş-Arka
Daş” (gerideki taş) ifadesinin değişerek ve farklılaşarak bugüne
kadar gelmiş, dilimizde halen kullanılan “arkadaş” olarak yerini
almıştır.
Sanal arkadaş
Sanal bir ortamda tanıdık ya da
tanımadık birileriyle bazı sosyal içerikli paylaşımlar yaparsınız.
Günümüz teknolojisi bunu çokça yaygınlaştırdı. Burada sorgulamak
istediğimiz; sanal ortamdaki “sanal arkadaş-ciddi arkadaşlık” ile
gerçek hayattaki “gerçek arkadaş-ciddi arkadaşlık” eylemlerinin bir
kıyaslamasını sağlayacak bir ortam, platform oluşturmaktır. Bu
eylemler ne kadar bağdaşır ya da ne kadar uygun düşer, ya da
düşmez?
Gerçek hayatta edinilen arkadaş ve
arkadaşlığın ne olduğunu özetlersem sanıyorum ki konu daha kolay
anlaşılabilecektir.
Gerçek arkadaş kimdir?
Arkadaş, pek çok şeyi paylaştığınız,
sizi her halinizle olduğu gibi kabul eden, her halinizle size tabi
olan, yerine göre sizi yeren, yerine göre sizi onaylayan kişidir.
Bu eylemlerin tümünü de “ciddi arkadaşlık” adı altında ifade
ederiz. Ancak bu model arkadaş-ciddi arkadaşlık, gerçek hayatta var
olan ve somut örneklerle ifade edilebilecek tiplerdir. Gerçek
arkadaş; sizin milliyetinize, dilinize, dininize ve ten renginize
bakarak ciddi arkadaşlık yapmaz. Sizi “sen-birey” olarak kabul eder
ve ona göre değer verir. Gerçek arkadaş, yolunda gittiğiniz, sizin
de yolunda gidendir. Yani birinin bir diğerini
tamamlayandır...
Gerçek arkadaş sizin en zor
günlerinizde yalnız bırakmayan, önce söz verip sonra cayan, sizi
yarı yolda bırakıp ihanet etmeyendir...
Çocukluk yıllarından başlayıp ileri
okullarda devam eden bir yoldaştır gerçek ciddi arkadaşlık. Küçük
çocuk iken mahallede oyun kurduğunuz, oyuncağınızı paylaştığınız,
“kristirik” oynadığınız, beş taş oynadığınız, topaç çevirdiğiniz,
çember sürdüğünüz, yazıda-yavanda katığını, ekmeğini severek
paylaştığınız insandır... Sıkıldığınızda, dertlendiğinizde başını
koyup ağlayacağınız omuzdur gerçek arkadaş. Moral destek için en
zor anlarınızda yanınızda olan, başarılarınızda da sizi en yakın
varlık sayıp sevinen, daha çok başarılar elde etmeniz için
yanağınızı okşayan, sizi yürekten kucaklayan vefalı
dosttur...
Arkadaşlığın anlamı, ergenlik
dönemlerini de kapsayan daha çok okullu olduğunuz yıllarda
hissedilir. Okulda her şart ve durumda şakalaşmayı ihmal
etmediğiniz, sırasında oynaştığınız, sınıfın daracık tahta
sıralarında yer paylaştığınız arkadaş... Çalışılmayan dersin
sınavında kopya verdiğiniz, kopya aldığınız ortak kişiliktir
arkadaş...
Okulda, pazarda, mahallede sizi
kabartan, pohpohlayan, olmadık tehlikeler sürükleyen, bazen de
sönük yelkenlerinize rüzgâr olandır arkadaş... Çaresiz kalındığında
ilk başvurduğunuz, sıkıntınızı paylaştığınız, kanatlarının altına
sığınmak istediğiniz bir kişiliğin sahibi... Fırtınaya tutulmuş
pusulasız vapur gibi iseniz işte sığınılacak bir liman gibi olur
gerçek arkadaş...
Pek çok şeyini paylaştığınız
arkadaşınızın eğer saflığından, dürüstlüğünden, güvenirliğinden
“nem kapmışsanız”, artık o kişi arkadaş değildir, başka bir
şeydir...
ciddi arkadaşlıklar sürecinde
kişisel egoların sonucu hatalar yapılır, birileri birilerine kızar,
küser, kıskanır... Kızdığında eğer sizi bir “darbe” ile
pataklıyorsa, argo denebilecek bazı kelimeler sarf ediyorsa işte o
samimi arkadaştır; aynı kişi, eğer sizin başınıza bir hal
geldiğinde sizin acınızı duyuyorsa, o hal kendisine gelmiş gibi
duruyorsa işte o gerçek arkadaştır, içten dosttur... Çoğu kez
sizinle dert ortağı olur; anasından, babasından, kardeşlerinden
sakladıklarını sizinle paylaşır, adeta sırdaş olur...
Olmadığı anlarda da özlemini
duyarsınız; hiç gelmeyecekmiş gibi üzülürsünüz, geldiğinde de
yürekten sevinirsiniz, sarılırsınız boynuna...
Bazen rüyasına girersiniz onun,
bazen de siz rüyanızda görürsünüz, rüyayı anlatmaya kalktığınızda;
“hayırdır inşallah” dediğinde “hayır bulasın, hayra karşı gelsin”
diye karşılık verdiğiniz kişi sizin gerçek arkadaşınızdır
işte...
Kantinlerde, kâffelerde sohbetlere
daldığınızda, köpüklü kahveler içtiğinizde, sizin kahve falınıza
bakan ve falda mutlaka “hayırlı” şeyler söyleyen kişi sizin
arkadaşınızdır; genellikle falınızda size kısmet, haber, mektup,
bol para, paket olduğunu söyleyen; bazen de “sizi gözetleyen
kıskanç düşman” icat eder kahve telvesinde, arkadaş
işte...
Kalleşliği olmayan, rahatlıkla
arkanızı döndürebileceğiniz, meşhur deyimle; “ipi ile kuyuya
inilebileceğiniz” bir varlık olduğunu bilirsiniz...
Arkadaşları arasında herkes gibi
size karşı da eğitimini, kültürünü geliştirmek için destek olan,
kişiler arasında maddi gücü önemsemeyen insandır arkadaş...
Büyüklük taslamayan, mütevazılığı erdem olarak alan, sizin için
evinize gelen gönül dostudur; fakirle fakir, zenginle zengin
olabilendir. Allah’ın her verdiğini olduğu gibi kabul eden,
nimetlerine şükreden kanaatkâr olandır gerçek
arkadaş...
Kankadır, kan kardeştir o
arkadaş...
Duygulandığınız zaman ikiniz
arasında “su sızmaz” duruma gelir; adeta bir elmanın iki yarısı
olursunuz...
Hatıra defterinize anı yazan, şiir
yazan, fotoğrafınızı cüzdanında taşıyan, eğer ayrı düşmüşseniz
fotoğrafınıza bakıp iç çeker kişidir gerçek arkadaş...
Arkadaşlığın göstergesi aslında pek
çok şeyi paylaşmaktır; siz de paylaşırsınız; sofranıza oturur,
birlikte aynı tencereye kaşık sallarsınız ve her safarinde “kesene
bereket gardaş” diyen; sofranız için “Allah Halil İbrahim Bereketi
versin” diyen kişi gerçekten arkadaşınızdır işte...
Sorunlarınızla kamandığınızda,
aklınız karıştığında sorunu paylaşıp birlikte çare arayacağınız
kişidir; gerektiğinde size akıl hocalığı yapabilendir
arkadaş...
Yalanı sermaye yapmayan,
yanıltmayan, aldatmayan, sizinle gurur duyan, sizi kıskanmayan
kişilik sahibi kişi arkadaştır...
Gerçek arkadaş, şefkatlidir,
merhametlidir, yardımseverdir, vicdanının sesidir… Karakola
düştüğünüzde sizi yalnız bırakmıyorsa, sizinle geceliyor ise
karakolda, gerektiğinde; “bana ne” demeyip mahkemede şahitlik
yapıyorsa, sizin için risk faktörü olan bankada kefalet
yükleniyorsa işte o kişi sizin gerçek arkadaşınızdır.
Sırası geldiğinde canını, malını
namusunu emanet ettiğiniz, emanete hıyanet etmeyeceğine
inandığınız; dedikodunu yapmayan, yaptırmayan gerçek dost insandır
arkadaşınız...
Bir insan için onurlu yaşamanın
ötesinde daha değerli bir anlam olamaz. Bu değerin kaynağı
benliğinizde taşıdığınız şereftir... İşte bu değerine, şerefine,
kefil olduğunuz, onun da sizin şerefinize kefil olduğu dostluğun
sahibi kişi arkadaşınızdır.
Yüzünüze “menfaat” gözlüğüyle bakan
değil, yüzünüze gözünün bebeği ile gülen, sizi gönül gözüyle
gözleyen, dinleyen, size inanan kişidir gerçek
arkadaş...
Kalben size bağlı olduğundan, oluşan
bir sorununuz karşısında, sıkıntınızı yüzünüzden hisseden, içine
doğan kişidir… Bu nedenle şu ifade kullanılır ya; “kalp kalbe
karşıdır” diye…
Arkadaşınız sadece hem cinsiniz
değildir, karşı cinsten de olabilir; gerçek ciddi arkadaşlıkta
“cinsiyet” kıstas değildir; ama genelde hemcinsler arasında bu
ciddi arkadaşlık bağı mertebesi gelişir; eğer karşı cinstense
gerçek arkadaşınız, o zaman cinsiyetlik anlamını yitirir, artık
cinsiyetsizlik geçerlidir ciddi arkadaşlık için…
Sonuç
Gerçek anlamda yaşadığınız bu
düzeydeki arkadaşlığı hiç ama hiç kaybetmek istemezsiniz; onun
yokluğu size hüzün verir, gam çektirir, kasvet olur
ruhunuza…
Çünkü o, sizin için neredeyse beş
uzuvdur; gözdür, kulaktır, histir, dokunuştur... Hayatınızın
emniyet supabıdır, size omuz verendir, arka
çıkandır...
Dert ortağınızdır, her şeyinizi
paylaştığınız kişidir, kimseyle paylaşmadığınız sırlarınızı yalnız
o bilir; diğer bir deyişle sizin “sır odanız” demektir
o...
Böyle bir değerin kaybı size nelere
mal olur kim bilebilir!
Kaybettiğinizde, artık gönülden
sabır dileyeniniz de olmaz...
Moral hocalığı yapacak, sevgiyle
neşe verecek de olmaz...
En üzüntülü anınızda sizin bir
damarınızı uyandıran neşedir gerçek arkadaş, yanı başınızda
hissettiğiniz bir şanstır, tükenmeyen bir ümittir gerçek
arkadaş...
Onun içindir ki şu sorgu geliyor
akla; kim ümidini kaybetmek ister ki?
Siz ister misiniz?
Sonuç olarak, yukarıda özetlemeye
çalıştığım “gerçek arkadaş -ciddi arkadaşlık-“ ile “sanal arkadaş-
ciddi arkadaşlık” eylemlerinin kıyaslanması ve değerlendirilmesi,
sevgili okuyucunun ferasetine kalmıştır.
arkadaş arkadaşlık ciddi arkadaşlık ciddi arkadaş gerçek arkadaş arkadaşınızdır
İLLERE GÖRE ÜYELERİMİZ
© Copyright | CiddiArkadaslikSitesi.com